Isparta Gülü – Gülün Isparta’ya ilk Dikiliş Hikayesi :

Bastonuyla getirdi, ilçenin kaderini değiştirdi

Müftüzade Gülcü İsmail Efendi’nin Kızanlık’taki Gül Vadisi’nden bastonun içine gizleyerek çıkardığı fidanı Isparta’da toprakla buluşturması, kentin kaderine damga vurdu.

Isparta’da ilk kez 1870’li yıllarda Müftüzade Gülcü İsmail Efendi’nin küçük bir alanda başlattığı  gül üretimi aradan geçen yaklaşık 1,5 asrın ardından Ispartalı binlerce aile tarafından binlerce dekarlık alanda yapılıyor.

Isparta’yı “dünyanın gül bahçesi” haline getiren serüven, kara yolu ile bin 215 kilometre, kuş uçuşu 695 kilometre mesafedeki Bulgaristan’ın Kızanlık (Kazanlık) kentinde 1870’lerde başladı.

Müftüzade Gülcü İsmail Efendi, yaklaşık 1,5 asır önce Kızanlık’ta koruma altında tutulan Gül Vadisi’nden bastonun içine gizleyerek çıkardığı gül fidanını toprakla buluşturduğu Isparta’nın kaderine damga vurdu.

İsmail Efendi’nin o yıllarda küçük bir alanda başlattığı gül üretimi, daha sonra onlarca nesil tarafından sürdürüldü, bugün ise Isparta’yı dünya gül yağı üretiminin yüzde 65’ini tek başına gerçekleştirir hale getirdi.

Zaman içerisinde gül yağı çıkarma teknikleri modernleşse de gül bahçelerinin makineleşmeye uygun olmayan yapısı, gül hasadının yoğun emek gerektiren özelliğinin hiç değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmasını sağladı.

Her yıl mayıs ve haziran aylarında tekrarlanan gül toplama işlemi, yüzyıllar öncesinde olduğu gibi sabahın erken saatlerinde başlıyor. Gül yapraklarındaki yağ keselerini güneşin patlatmasına bağlı olarak ürünün kalitesinin ve veriminin azalmasını göz önünde bulunduran gül üreticileri, böyle bir sorunla karşılaşmamak için gün doğmadan işe koyulup öğlen saatlerine kadar gül toplama işini sürdürüyor.

Gül kokuları eşliğinde bellerine bağladıkları çuvallarla istenilen büyüklüğe ulaşmış gül çiçeklerini toplayan üreticiler, içerisindeki yağ oranının azalmasının önüne geçmek için topladıkları güllerini en kısa sürede fabrikaya ulaştırıyor.

Kilogramı 47 bin lira

Üreticilerin tarım araçlarına yükleyerek, bulundukları köy ve kasabalarda kurulan alım merkezlerine götürdükleri güller, buradan işlenmek üzere fabrikalara getiriliyor. Fabrikadaki kazanlara 1,5 ton sıcak su ile konulan güller, 2 saat süren kaynatma işleminin ardından yağlı su olarak farklı kazanlara aktarılıyor. İkinci bir kaynatma işleminin ardından yağ, sudan süzülerek ihracata hazır hale getiriliyor.

Yaklaşık 4 ton gülden elden edilen 1 kilogram gül yağı ise 47 bin liraya (12 bin avro) başta Fransa olmak üzere çok sayıda ülkeye ihraç ediliyor.

Tarladan fabrikaya süren bu yolculuk, hasat dönemini içeren 45 günlük periyotta her gün gerçekleşiyor.

“Dünyanın gül yağı ve gül çiçeği Isparta’da üretiliyor”

Gül, Gülyağı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (GÜLBİRLİK) Genel Müdürü Hasan Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Isparta’da gülün tarihinin çok eskilere dayandığını, 1870’li yıllarda Gülcü İsmail Efendi tarafından gül üretiminin ticari olarak yapılmaya başlandığını anlattı.

Çelik, uzun uğraşlar sonunda gülden yağ damıtan İsmail Efendi’nin daha sonra dönemin Ziraat Nezaretine başvurarak bunun tescilini yaptırdığını ve o günden sonra gülün Isparta için olan öneminin artmaya başladığını kaydetti.

Bugün gül üretiminin 25 bin dekarlık alanda 12 bini aşkın üretici tarafından yapıldığını dile getiren Çelik, “Bugün baktığımızda Isparta, gülcülükte dünyada çok büyük başarılara imza atmıştır. Dünyanın gül yağı ve gül çiçeği Isparta’da üretiliyor, başta ABD ve Fransa olmak üzere çoğu ülkeye ihraç ediliyor. Gül, Isparta’daki her ailenin bir parçasıdır. Baharın gelişiyle ilk ele gelen tarım ürünü gül. Bu yüzden her Ispartalı, gülle bir şekilde ilgileniyor.” diye konuştu.

Isparta’nın bugün sahip olduğu modern işleme tesislerinin temellerinin de İsmail Efendi tarafından atıldığını belirten Çelik, buna rağmen hasat şeklinin değişmediğini, bugün gül üreticilerinin babaları ve dedeleri gibi hasat yaptığını vurguladı.

“Kendimi bildim bileli gül toplarım”

Isparta’da gül üretimin yoğun olarak gerçekleştiği yerlerden biri olan Güneykent’te yaşayan ve hasat çalışmalarına katılmaya devam eden 74 yaşındaki Aysun Aşkın, Güneykent’te neredeyse herkesin gül bahçesinin bulunduğunu söyledi.

Bu dönemlerde herkesin gülle ilgilendiğini anlatan Aşkın, kendisinin de kendi gül bahçesini bitirdiğini ve kızına yardım ettiğini söyledi. Kendisini bildi bileli gül topladığını ifade eden Aşkın, “74 yaşında gül topluyorum. Benim annem ve babam da gül toplardı. Gül yağını babam çıkarırdı. Ben de sağlığım yettiğince gül toplamaya devam edeceğim.” dedi.

75 yaşındaki Osman Yenipınar ise yaklaşık 60 yıldır gül topladığını belirtti. Gül hasadı dönemlerinde sabahın erken saatlerinde bahçelere geldiğini dile getiren Yenipınar, çocukları ve torunlarıyla gül topladığını anlattı.

KAYNAKAA

/ / /

Comments are closed.